Tarihin derinliklerinde kalmış olan Medyen ve Eyke’deki egemen sosyo-ekonomik düzenle çağımıza hakim olan küresel sistem arasındaki benzerlikler bir hayli şaşırtıcıdır. Kur’an’ın beyanından öğreniyoruz ki, Medyen ve Eyke’nin yönetici elitleri, çeşitli ticari hile ve sahtekarlık yöntemleriyle aşırı kâr sağlamayı, insanların mallarını gasp ederek haksız kazanç elde etmeyi bir alışkanlık haline getirmişlerdi. İnsan haklarını açıkça çiğnemeleri, soygun ve yağmacılığı meşru kabul etmeleri nedeniyle ticaret hayatının güvenliği kalmamış, sosyo-ekonomik düzen tamamıyla bozulmuştu. Refah ve bolluktan şımaran mutlu azınlık, ekonomik ve siyasal güçlerine güvenerek kendilerinden daha zayıf gördükleri mümin insanlara işkence baskı yapmakta, onları zorla kendi batıl sistemlerine entegre etmeye çalışmaktaydılar. Bugün de bu soygun ve vurgunlar son derece ince ve akıl almaz yöntemlerle yapılmakta; müminleri ve mustaz’afları baskı altında tutmak için de aynı Şeytani sinsi yöntemler kullanılmaktadır. Dolayısıyla Medyen-Eykelileri bekleyen akibet, bu çağın fesatçılarını da beklemektedir.