Eserin konusu, ağaçların birer galaksi ve yaprakların birer ülke olduğu bir alternatif gerçeklikte, ağaçlarda yaşayan, ağaç ırkları ve bu ağaç ırklarının birbiriyle olan iletişimiyle ilgilidir. Bu eseri yaratmaktaki nihai amaç, gerçeklik olgusu üzerine bir örneklem oluşturmak ve gerçekliğin mekân-zamana bağlı bir değişken olduğunu vurgulamaktır.
Bu bağlamda, bir ağacın büyümesi ve yapraklarının yeşermesi gibi olguların, ağaç ırklarında ifade ettiği anlamlar ve değişik ağaç ırklarının birbiriyle kurdukları tüm dostluk ve düşmanlıkları içeren hikayaler anlatılmaktadır. Ağaç evrenlerinin dinamiklerini detaylı bir şekilde anlatan bu eser, hikâyenin derinleşeceği devam kitapları için bir giriş niteliği taşımaktadır.
Eser temelde bir ağaç yaprağının milyonda biri denilebilecek bir küçüklükte olduğu varsayılan ve ırkının adını ağacın kendi isminden almış olan “ağaç ırkları” nın yaratılışı ve o ırkların perspektifinden dünyaya bakışa odaklanmakta, bunu yaparken de biz insanlara da atıfta bulunmaktadır. Öyle ki ağaç ırklarının gözünden insanlar, birer galaksi büyüklüğünde ve tek bir adımıyla o ağaç ırklarının tüm galaksisini ve sahip oldukları tüm gerçeklik algısını değiştirebilecek kudrete sahiptir ve ağaç ırklarının hikâyelerinde anılan bir varlıktır, tanrı metaforu da denilebilir.
Bu soru günümüzde de sıkça tekrarlanan ve henüz bu konuda üretilen muhtemel senaryolardan hiçbirinin yanlışlanamadığı bir dizi varoluş problemini de akıllara getirmektedir. Belki de biz insanlar da, bir üst gerçekliğin/boyutun içinde, oldukça önemsiz ve küçük bir toz tanesine sıkışmış ve yaşamakta olan mikrosbik canlılardan birisiyizdir.
Eserin okuyucuları bu varoluşşsal yorumlamalara yakından tanıklık edecek; her boyutun kendi gerçekliği üzerine sıradışı hikâyeler okuyacak ve tüm bu olaylara farklı ve alternatif gözlerden bakma imkânı elde edeceklerdir. Bir ağacın biz insanlara göre yosun bağlaması, o ağacın içindeki varlıklara göre başka hangi anlamlara gelebilir? İşte tam olarak bu sorulara farklı bir bakış açısı getirmektir yazarın amacı.
Bu eserin, bu alandaki diğer eserlerden temeldeki farkı, yaratılış olarak tamamen fantastik olarak görülen tüm bu yenidünyanın, aslında gerçekte var olan bir maddenin (ağaç), muhtemel bir yorumlaması olduğu vurgusudur. Okuyucular tamamen yazarın uydurduğu alternatif bir evren değil, mevcutta var olan bir insan gerçekliğinin, farklı bir yorumlasını izleyecekledir. Bu eserin en belirgin özelliği budur.