“Gözlerindeki ateşi gördüm Lemide. Sen de benim gibi hürriyetinin tutsaklarındansın. İdeallerinle ve öğretebileceklerinle, hayalini kurduğum memlekete çok yakışacaksın.”
İstanbul, 1914. Dünya Savaşı’nın öncesinde Dârülmuallimât’a gidip öğretmen olmak isteyen Lemide, babasının katı rehberliği altında yaşadı. Annesinin zamansız ölümünü takip eden yıllar boyunca, toplumun kadınlara dair beklentilerine uymak için kendisiyle mücadele etmişti. Aslında hayatında çok daha derin bir değer ve amaç istiyordu. Onun bu çemberden çıkma hayali, beklenmedik bir evlilik planıyla sarsılırken “vatan ve hürriyet” idealine
hizmet etmeyi yaşam amacı olarak gören Doktor Kürşad, Lemide’nin tüm hayatını değiştirecekti.
Lemide’nin önündeki bu yeni yol, hem zamana hem de toplum hiyerarşisine uygun değildi. Yaşadığı iç savaşa rağmen kadın olarak gücünü kanıtlamak adına susturamayacağı bir ihtiyaç içindeydi. Şimdi eşitliğin ve hürriyetin her zamankinden daha önemli olduğu bir zamandı. Günümüzde ise soruların peşine düşmekten hiç çekinmeyen bir gazeteci olan Betina, bu kez kendi aile geçmişinin izlerini aramak için Yunanistan’dan İstanbul’a doğru çoktan yola çıkmıştı.
Frezya ve Zambak Baharı kitaplarının yazarı Lemariz Müjde Albayrak’ın, gerçek olaylardan ilham alarak kaleme aldığı Hürriyet Tutsağı, aşkın ve bir milletin özgürlük mücadelesinin tüm dünyaya meydan okuma cesaretlerinden beslenen güçlü bir roman.