Güneşli fakat soğuk bir günden sonraydı. Ortalık kalabalıktı. İğne atsan semaya uçmazdı. Tüm iyiler, ciddi bir sarsıntı geçiriyordu. Her şey gökyüzünün derinliklerinde gizlice olmuştu ya da görünmeyen bir perdenin ardında, bütün zavallıların göremeyeceği bir yerde iyiler ve kötüler mücadeleye tutuşmuştu.
Kuşlarda bir heyecan… Aydınlığa az kalmıştı. Şimdi Şima bir kahraman olarak yere iniyordu. Etraf sessizdi. Tabii kural böyleydi. Her Şima’nın bir Kela’sı vardı. Derken kuşlar, onun parlak bakımlı yorgun tüylerini göklerden uzakta bir yerde, bir vadinin kenarında gördüler…