*Büyük bir huni getirin, onu kafama geçirin.* Çaresiz, emir yerine getirilmiş. Kıymetli taşlarla süslü bir huni, deli oğlanın kafasına alkışlar arasında yerleştirilmiş. Deli oğlan, aynaya bakıp gülmüş. Sonra da, *Böyle olmaz* diyerek bir emir daha vermiş: *Siz de kafanıza birer huni takın. Hep beraber gülüp oynayalım.* Aksakallı akıl danışmanları ne diyeceğini bilememiş. Başlarına huni takıp oynamak işlerine gelmemiş. Deli oğlanın tahta çıkarılmasına sessiz kaldıkları için pişman olmuşlar. -.-
Ahmet Zeki Yeşil’in, edebiyat /sanat ve mizah dergilerinde yayımlanan mizah öykülerinden oluşan ikinci kitabıdır. Duygu ve düşüncelerinizi yansıtan kara mizah öyküleri sadece güldürmüyor; aynı zamanda düşündürüyor ve sorgulatıyor. Acılardan kahkahanın üretildiği bu kitabı okuduktan sonra, *Gülmekten öldüm* diyeceksiniz.