Hayat hızla akıp giderken yıkılmak üzere olan şiirin binasından sesleniyor şair: Düne, bugüne en çok da yarına. Tarihin ruhsuz anlarında geldiği geçmişte mutlu olmanın kolay, insan olmanın zorluğundan dert yanıyor. Meydanlarda “bir gün mutlaka” diye haykırdığı güzel günler düşlerini, filiz veren fidanlarını devrediyor umutla baktığı yarınlara. Hiçbir zaman kaybetmediği inancıyla direnirken sözünden başka mermi, kaleminden başka kılıcı olmadığını haykırıyor. Üstelik madımak koridorlarının kokusu hâlâ burnunda tüterken…