19. yüzyılın sonunda Alman hukuk doktrininde oluşturulan ve kamu hukukunun kurulması ihtiyacına yanıt vermesi için Fransa`ya aktarılan hukuk devleti teorisi, 20. yüzyıl boyunca kayda değer dönüşümlerden geçmiştir: Totaliter meydan okuma, normlar hiyerarşisine dayanan biçimsel bir hukuk devleti kavrayışının aşılmasını sağlamış; hukuk güvenliğinin ve temel özgürlüklerin güvence altına alınmasına öncelik tanıyan maddi bir kavrayış ortaya çıkmıştır.
Hukuk devleti, 80`li yıllardan itibaren, devletin konumuna ve rolüne ilişkin felsefi ve siyasal tartışmaların merkezinde yer almıştır: Artık hukuk devletine referans, devlet müdahaleciliğine ve demokratik çoğunlukların muhtemel suistimaline karşı daha iyi korunma talebini desteklemeye hizmet etmektedir.