Tükendi
Stok AlarmıAdaletin nihai hedefi, maddi gerçeğe ulaşmaktır. Ancak bu, ne pahasına olursa olsun değil hukuk devleti ilkelerine bağlı olarak yapılmalıdır. Bu anlamda yargılamanın neticesinde varılacak hükmün konusunun belirlenmesi önem arz etmektedir. 5271 sayılı CMK’nun 225’inci maddesi hükmün konusu ve suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi başlıklı olup ilgili maddede hükmün, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verileceği düzenlenmiştir. Maddede suça ilişkin fiil ve failden bahsedilmişse de fiil ve fail kavramlarının ne anlama geldiği ayrıca açıklanmamış ve bu kavramların yorumu, uygulama ve öğretiye bırakılmıştır.
Davasız yargılama olmaz ilkesi gereğince, mahkeme sadece önüne gelen uyuşmazlığı çözmekle yükümlüdür. Yargılama, iddia makamının, yetkili ve görevli mahkemeye sunduğu iddia üzerine gerçekleşir. Herhangi bir iddia olmaksızın yargılama yapılamaz. Bununla birlikte kimi zaman iddianamede yer alan hukuki nitelendirme ile mahkemenin kanaati farklılık arz edebilir. Bunun yanında sanığın aslında iddia olunan suçun daha ağır ya da daha az cezayı gerektiren bir nitelikli halden sorumlu tutulması gerektiği ilk defa duruşmada ortaya çıkabileceği gibi benzer şekilde, sanığın iddia olunmayan bir suç işlediği de gündeme gelebilir. Maddi gerçeğin ortaya çıkması için bu ihtimallere ilişkin olarak da çözüm bulunması, mahkemenin görevleri arasındadır.
Çalışmamız dört bölümden oluşmakta olup asıl amacımız, CMK’nun 225’inci maddesinde düzenlenen “Hükmün konusu ve suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi” ve aynı Kanun’un 226’ncı maddesinde yer alan “Suçun niteliğinin değişmesi” maddelerini Türk hukuk öğretisi ve içtihatlarla incelemektir. Meselenin Alman hukuku açısından ne şekilde ele alındığı da ilgili konular içerisinde Alman öğreti ve içtihatları dikkate alınarak konu, izah edilmeye gayret edilmiştir.