İnsanların çoğunluğu, düşünce, inanç ve hayat tarzlarını, büyük ölçüde atalarından, babalarından tevarüs eden gelenek, kültür ve tarihi birikimle oluştururlar. Tarihi birikimi ya da geleneği, eskilerden devraldıkları örf ve âdeti, din anlayış ve uygulamasını, hakikatle mutabakatını, doğru olup olmadığını araştırmaya gerek duymaksızın, olduğu gibi sürdürmeyi tercih ederler. Miras olarak kendilerine intikal eden inanç ve ibadete dair bu birikimi, kör bir taklit ve taassupla doğru kabul edip, tartışmaktan uzak dururlar.