“Faik için, insanın kendisine saygı duyabileceği bir hayat yaşaması önemliydi. Otomobillerini kaldırımlara park edenlere, kuyruklarda öne geçmeye çalışanlara, çocuklarını dövenlere, kendilerinden başka herkesin yabancı olduğunu düşünenlere, bedava bir şey bulduklarında sinekler gibi üstüne üşüşenlere gösterilen saygı çok önemli değildi. Bir kitapta, bu çeşit yaşam belirtileri gösterenlerin, büyük felaketlerde hayatta kalma şanslarının diğerlerine göre daha fazla olduğunu okumuştu. Hayatta kalmak... Bütün çağları baştan çıkaran anafikir buydu!”
Hüsnü Arkan’a 2015 yılında Orhan Kemal Roman Ödülü’nü kazandıran Hırsız ve Burjuva, neo-liberal dogmaların beslediği yeni bir ortaçağ tehlikesine işaret eden, sebepsiz ve haksız zenginliği, sermaye birikimini eleştiren, yoksulluğa ve yasadışı yaşamlara ayna tutan, ironik bir roman...
12 Eylül 1980 günü, muhasebeci bir babayla öğretmen bir annenin oğlu olarak doğan Evren’in yolu, çöplüklerden geçinen Ruhan’la, hayallerini süsleyen bar kadını Gülgün’le, hırsız İsmail’le, işbitirici Hadim Bey’le, büyük ekonomik fırtınalarda bile, şansının ve Hadim Bey’in yardımıyla kayığını sakin bir limana ulaştırmayı her zaman başaran Mubah Şirketler Grubu’nun patronu kadın düşkünü Eyüp’le kesişir; hayat, bütün bu kişileri, hırsızlık bağlamında birbirine bağlayan rastlantılarla trajik bir sona götürür.