*Tek makinenin gücü fırtınaya karşı koyamıyor, gemi olduğu yerde bir sancak bir iskele yalpalayarak başıboş drift yapıyordu. Öyle anlar oluyordu ki gemi bir tarafına yattığında sanki tekrar hiç toparlanmayacak hissiyatı veriyordu. Dev dalgalar köprüüstünün camlarına kadar ulaşıyordu. Kırlangıçlar bazen neredeyse deniz seviyesine kadar iniyor, fırtınanın serpiştirdiği deniz suyu köprüüstünü sular içerisinde bırakıyordu.
Gemi dalga tepesine geldiğinde ise çuvalın içine konan yük sonucu büzülmesi gibi büzülmek istiyordu. Bir geminin başına gelebilecek en kötü şey dalga tepelerine oturma sonucu geminin kırılarak ikiye ayrılmasıydı. O an, ana omurgaya bağlı postaların bağlantı yerlerinin kaynaklarından kırılma sesleri geliyordu.*