(…) Boşluk titriyordu.. İlk söylenişindeki hüzünlü sesi yitmişti. Can sıkıntısı dağılmış, hiçlik belirmeye başlamıştı. Hiçlik ilk söylenişinde hattat’a çocukluğundaki cibinlik altında uyuduğu, yani uyuyamadığı yaz gecelerinin Gulyabanilerini çağrıştırmıştı…
Deneme, Araştırma, Roman ve Senaryo gibi birçok yazı alanında önemli çalışmaları bulunan, özellikle öykü alanında yapmış olduğu çalışmalarla tanınan ve eserlerinin bir kısmı dünya dillerine çevrilen Sadık Yalsızuçanlar, "Hiç" adlı eseriyle okuyucunun hiç ve hiçlik kavramları üzerine düşünmesine zemin kazandırıken, aynı zamanda kahramanların düşünce dünyaları üzerinden sürdürdüğü keşfi, manevi, bir ilhama dönüştürüyor.