Olmayacak şey, Ağbim aradı akşamüstü. *Akşam size geleceğiz,* dedi, evde miyiz, değil miyiz, sormadan. Niye geleceğini kestirdiğim için sesimi çıkartmadım. Sesi donuktu; hal hatır sorma faslını kısa tutmuş, sesindeki sert ton canımı sıkmıştı. Masamda biriken işleri temizleyecektim o gün, elimi süremedim, çakıldım kaldım öylece. Nicedir, sağda solda, *Kimse ne üzer ne sevindirir beni,* diyor, insan sözünün hep yalan olduğundan dem vuruyordum. Birden, anladım ki her şeye rağmen birisi kalıyormuş, sözleri derinlerden ses getiren. Behçet Çelik, Herkes Kadar’da dünyalarımızın bazen birbirine ne kadar benzediğini, bazen de bu benzerlikler arasında sıkışıp kalan farklılıkların dünyamızı nasıl da bambaşka bir şeye dönüştürdüğünü anlatırken, bir yandan da arkadaşlıkta, aşkta ya da ailede, iki kişi arasında oluşan görünmez bağların hayatlarımıza dokunduğu yerlerde bıraktığı izlere ışık tutuyor. Sadece bir eyvallah diyerek çıkıp gidenlerin, geçmişi bugün gibi içinde taşıyanların, gençliklerini öğrenci evlerinin heyecanına yatıranların, neden çağırıldıklarına bir türlü anlam veremeyenlerin, bir başkasının gözlerinde kendini görmeye çabalarken hüsrana uğrayanların hikâyeleri ve yine hayatlarımızın akışındaki –durgun ya da gerilimli– ritmi derinden hissettiren bir dil…
Çağdaş edebiyatımızın önde gelen yazarlarından Behçet Çelik’ten hayatımızın zamanla kıyıldığı anları hatırlatan öyküler...