Bildiğimiz anlamdaki internetin sonu mu geliyor?
MediaCat Kitapları’ndan çıkan son kitap Her Şey Çıplak, şirketlerden devletlere hatta bireylere kadar her şeyi şeffaflaştıran interneti masaya yatırıyor. Halil Aksu, Uğur Candan ve Mehmet Nuri Çankaya tarafından yazılan kitapta bildiğimiz anlamda internetin sonu geldi deniyor ve yeni internetin ne zaman ve nasıl çıkacağına dair fikirler yer alıyor.
22 Ekim 2010 günü WikiLeaks 400.000 adet gizli belgeyi internet üzerinden kamuya duyurdu. Bu olay diplomasinin 11 Eylül’ü olarak tarihe geçti. Hiçbir şeyin gizli kalamayacağı apaçık bir şekilde tüm dünyanın gözleri önüne serildi. Devletler çıplak!
Yine 22 Ekim 2010 günü *Sosyal Ağ* isimli sinema filmi Türkiye’de gösterime girdi. 500 milyondan fazla insan bu ortamda ve her türlü bilgiyi orada paylaşmakta. Facebook, kullanıcıları hakkında, herhangi bir devletin vatandaşları hakkında sahip olduğundan daha fazla bilgiye sahip, en mahremleri dâhil. Herkes çıplak!
E-postalar içinde pek çok önemli bilgi dünyanın dört bir yanını dolaşıyor. Fotoğraflarımızı internete yüklüyoruz ve sevdiklerimizle paylaşıyoruz. Nelerle ilgilendiğimizi arama motorları sürekli kaydediyor. Neler harcadığımızı bankalar, kimlerle konuştuğumuzu Telekom şirketleri kaydediyor. Gittiğimiz pek çok yerde güvenlik veya başka amaçlı kameralar tarafından kayda alınıyoruz.
Tüm bunların arasında saydam bir gaz bulutu gibi internet hepsinin iletişimini sağlıyor. İnternet sadece insanların eğlence veya haberleşme için kullandığı bir ortam olmaktan çoktan çıktı. Dünya ticaretinin büyük bir kısmı, finans dünyasının daha büyük bir kısmı ve iletişim dünyasının neredeyse tamamı internet üzerinden cereyan ediyor.
MediaCat Kitapları’ndan çıkan Her Şey Çıplak, her gün kullandığınız internet üzerine harika bir fikir jimnastiği yapma fırsatı sunuyor. Diplomasinin 11 Eylül’ü olarak tarihe geçen WikiLeaks’ten bireylerin tereddüt etmeden özel bilgilerini paylaştıkları Facebook’taki güvenlik sorununa güncel örneklerin yer aldığı kitap, internetin nereden geldiği ve nereye gittiği konularında düşündürüyor.
Kitapta internetin geleceği sorgulanırken hiçbir olasılık atlanmıyor ve akla gelen tüm iyi ve kötü senaryolar geliştiriliyor. Ancak yine de yazarlar iyimser bakış açılarını kitabın önsözünden itibaren hissettiriyor: *Dünyanın internete ihtiyacı vardır. İnsanlığın internete ihtiyacı vardır. Bugüne kadar gördüklerimiz henüz başlangıçtır. Asıl bundan sonra önemli gelişmelerle, hızlı ve kitlesel yaygınlaşmalarla karşılaşacağız. Bu yaygınlaşma sayesinde insanlık daha aydınlanacaktır ve daha da aydın yarınlara doğru yol alacaktır.*