Yılın en kısa gününde, yolları Ankara’daki bir köşkte habersizce kesişen Emsile ve Heval’in öyküsünün peşine düşen Hepimizin Yarasında, yersiz yurtsuzluğa, dilsizliğe, vatansızlığa, ırkçılığa, toplum baskısına içten bir tanıklık. Attilâ Şenkon, tüm parçaları zamanla yerine oturan bir yapboz misali kurguladığı anlatıda, hangi evde, mahallede, coğrafyada geçtiği fark etmeksizin ortak yaralara sahip olduğumuzu bize anımsatırken, herkesi usulca kendi yarasını düşünmeye çağırıyor.
“Meknuze Dersim’de başıma gelen olay için
Emsile’yi itham ediyor hâlâ.
Hâlbuki o yaradan benim kadar kendi de mesul.
Zira dizimde bir nişan gibi taşıdığım yara
yalnız benim değil hepimizin yarası.”