Antik Ege kültürü Asya`nın görkemli kültürleri karşısında en azından çocuksu ve sönük görünür, sesiz tarihlerinde daha başından gelişime kapanan o despotik olgunlaşmalara karşıt olarak, birlikten yoksun atomik bir kaynaşma gibi durur. Ama tam bu bireysel özgürlükten başka dayanıklı hiçbir öğesi olmayan kültürel akışkanlıkta idi ki bütün bir Dünya Tarihini devindirecek güdü diriliğini korudu, erken despotik bütünleşmeyi tanımayan bireysellik tini kendini evrensel insanlık idealleri olacak boyutlarda özgürce açındırdı. Böylece estetik Güzelliği ilkin insanın kendisinde yaratan antik dünya Duyunç güzelliğine Erdem olarak anlatım verdi, bilinçsiz törel yaşamı özgür eğitim yoluyla entellektüel bir karakter yaşamına biçimlendirdi. Yurttaşlık karakteri aynı özgür duyunç zemininde şekillendi, ve yasasını kendi duyuncundan belirleyerek kendi erdeminden başka hiçbir yetke tanımayan özgür yurttaşlık istenci Demokrasi olarak Kent-Devletinin istenci bireyin ve toplumun estetik, etik ve entellektüel gelişiminin zemini ve güvencesi oldu. Aristoteles`in öğrencisi Büyük İskender bütün dünyaya kendi Ben`inin, o özgür Helenik istencin biçimini vermek için sefere çıkt ığı zaman, eyleminde tarih Dünya Tarihi oldu, Akdeniz`den Orta Asya`ya uluslar evrensel bir Güzellik, Töre ve Bilgelik kültüründe kaynaştılar.
Gene de tarihin bu renkli oyunu daha etkili bir birleştirici gücün, ezici Roma erkinin egemenliğinde sonlanacak, antik özgürlük Roma tininin disiplini tüzenin despotizmi altında yitecekti. Özgür öz-denetimin ve soyut erdemin soylu simgesi olan Stoacılık bireyin iç korkusu ve bir güvensizlik dünyasına tepkisi olarak bir felsefe olmaktan çok bir yaşam görüşünün anlatımıdır. Birey bundan böyle istencine yalnızca güce boyun eğmeyi öğretir, Stoacı us en uç konumunda bedensel acıya aldırmamaya dek dışsal dünyaya karşı tam bir ilgisizliği erdem olarak aklar. Epikürcülük, acıyı olumsuz birşey olarak yoksayan Stoacılık ile karşıtlık içinde, bu acıyı yoksaymanın kendisi olarak hazzı onaylar, bilime ilgisizliği içinde yaşamı yalnızca duyusallığın terimlerinde yorumlar. İnsan için bundan böyle evrende Nous yitmiş, bir korku atmosferinde İdea anlaşılmaz olmuş, felsefe düşüncenin göksel sonsuzluğundan duyu pekinliğinin kuşku toprağına düşmüştür. Böylece sonunda Helenistik felsefenin kendini kuşkucu apokhede, yargının askıya alınmasında tüketmesi atılacak son adımdı.
Özgür Düşünce Aristoteles`ten sonra ancak Farabi ile bir kez daha gün ışığına çıkacak, Felsefe ussal, bilimsel, özgür karakterini ancak İkinci Öğretmenin eşit ölçüde Özgür Düşüncesinde yeniden kazanacaktı.
-Aziz Yardımlı-