Tükendi
Stok Alarmı*Kalem sahiplerinin daima umumî ahlâkı ıslaha ve yükseltmeye çalışmaları, en mühim medenî vazifelerdendir* diyen Muallim Nâcî, 1303 (Milâdî 1885-86) yılında Hz. Ali`nin bazı vecizelerini "Emsâl-i Alî" adı altında mensur olarak dilimize tercüme etti. Onun, "Kitabhâne-i Ebü`z-Ziyâ" dizisinin ilk kitabı olan bu eserde Arapça asılları karşısında Türkçe tercümelerine yer verdiği sözler, Hz. Ali`nin "Nesrü`l-leâlî"(İnci Saçısı) ismiyle derlenmiş vecizeleriydi. Ne zaman ve kimin tarafından hazırlandığı kesin olarak bilinmeyen bu derlemede, Hz. Ali`ye nisbet edilen aşağı yukarı 250-300 kadar hikmetli cümle, elifba tertibine göre sıralanmıştır. Söz konusu özdeyişler, 15. asırdan Nâcî zamanına kadar Türkçe`ye on üç kere çevrilmiştir. Bunlardan üçü, tercümeyle birlikte şerhi (izah) de ihtiva eden mensur metinlerdir.
Elinizdeki eserde, Muallim Nâcî Efendi`nin çevirisini yaparken esas aldığı basma metin tesbit edilmiş; bu neşirdeki bazı eksiklik ve yanlışların mütercimin tercümesine de aksettiği örneklerle gösterilmiştir. Ayrıca, Nâcî`ye ait tercümelerin çoğu doğru bulunmakla birlikte birkaçı tenkit edilmiş; o özdeyişlerin nasıl çevrilmesi gerektiği meselesi üzerinde de durulmuştur. Bahsin ardından mütercimin tercüme çeşitleri hakkındaki sınıflandırması nakledilmiş ve çevirisinin bunlardan hangilerine dahil edilebileceği, seçilen birkaç numuneyle açıklanmıştır. Nâcî`nin bu eserdeki özdeyişleri birer cümleyle tercüme etmek yerine, çevirdikten sonra şerh etmesinin daha faydalı olacağı görüşü belirtilmiş; ayrıca nazmen tercümenin, nesre göre daha tercihe değer bulunduğu da anlatılmıştır.
Bu tanıtma, inceleme ve değerlendirme fasıllarının ardından, Muallim Nâcî Efendi`nin "Emsâl-i Ali" tercümesinin metni, yeni harflere ve günümüz Türkçesine çevrilerek sunulmuştur.