Sevinç Çokum: Anlatımınızdaki samimiyet herhâlde kişiliğinizden, kelimelerdeki renklilik ise edebiyatımızın bütün zenginliklerini özümsemiş bir usta şairin oğlu olmanızdan herhâlde. Kitabınızda tipler birer roman kahramanı kedilere kadar. Kızaklar, karlar, unutmadığımız dükkânlar, köşe başları, parklar... Bir dosta *bu çocuk roman yazsın* dedim...
Mehmet Nuri Yardım: Cem Karaer popüler kültürün hâkim olduğu günümüzde sahici bir yazar, titiz bir insan. Bu mizacı kalemine de yansımış. Çok az yazıyor. Mükemmeliyetçi bir edip.
Muzaffer Uyguner: Şiir alıntıları yaparak şiirsellik de katmıştır; anlatımı da şiire yakındır.
Ahmet Özdemir: Günümüz dili, akıcı anlatımı ile Cem Karaer’in Anlatamadıklarım’ını bir çırpıda okuyoruz.
İlhan Geçer: Onun sade, yapmacıksız, ama tatlı ve sıcak bir anlatımı var. Dile hâkim. Ele aldığı konuları rahatlıkla ve ilginç biçimde sergiliyor.
Hüsrev Hatemi: Cem Karaer babasını, dayısını, Halide Nusret Zorlutuna’yı,
İstanbul’u, çocukluğunu şiir gibi anlatıyor.
Ayhan Hünalp: Cem’in kitabı bir çırpıda okunuyor. Cem Karaer’in ‘Anlatamadıklarım’ını son yılların moda kelimesiyle büyük *keyif* alarak okudum.
Mehmet Çınarlı: Konuşulan güzel Türkçemizi kullanan, zorlanmadan okunabilen bir yazar Cem Karaer. Ben onun yazmaya devam etmesini, babasının şiir alanında bıraktığı boşluğun acısını, gittikçe olgunlaşacağını umduğum nesirleriyle hafifletmesini diliyorum.