Feray hareket edemiyordu. Vücudu kaskatı oldu. Tedirginliği iyice arttı. Sesi titriyordu.
Bunları nasıl bilebilirsiniz? O günü, falcı kadını ben bile unutmuştum. Yoksa... Yok artık. Bu mümkün değil. Hayali bir şey yaşıyorum şu anda. Ne yani siz miydiniz o? Korkutuyorsunuz beni. Nesiniz siz?
Söyledim sana. Ben Haziran falcısıyım. Ayrıca korkmana gerek yok. Bu defa güzel haberlerim var sana. Sözümü kesmeden dinle.
Bu günlere sabrın, çabanla ulaştığını biliyorum. Bu noktaya gelmek için çok yaralar aldın. İsyan etmedin. İlahi güce, kadere inandın. Dua ettin, hayata tutundun. Sevgini dağıttın, yüzlerce üşüyen yüreği sevginle ısıttın. Duygularına inandın, güvendin. Bütün çabalarının sonunda artık zafer senin. Mutluluğun anahtarına ulaştın. Şimdi vakit, yıllar önce söylediğim, sabrınla geçtiğin ödül vakti. Doğum gününde yıllardır özlediğin aşka kavuşacaksın.
Bunca yıl sonra mı?
Sözümü kesme dedim, dinle.
Şefkatli, sevgi dolu kollarıyla etrafını hayat pınarıyla çevirecek. Kendini cennette sanacaksın. Yüreğinin sesini dinle. Duygularını inkar etme. Onlara değer ver.
Sana söylediğim bu yüce sözleri dikkate al ki, sana sunulan bu armağan en büyük hazinen olsun. Hayatta her şey ve herkes olması gereken zamanda, olması gereken yerdedir.
Başarılı romancı Belgin Karabulut, dördüncü romanı olan Haziran Falcısı’sında yine akıcı bir dil ve etkileyici bir kurguyla okurunu zamansız ve unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.
- Diren Yardımlı