Geçmişin hüznü ve uzak hayallerin umuduyla gökyüzüne bakarak yürüyordu kocaman çocuk. Tıpkı gerisinde bıraktığı
çocuklar gibi o zamanlar kendisi de bu zamanı, bu duyguları yaşamıştı. Beş dakika kadar çocukları izlerken oynayan bütün çocuklarla göz göze gelmişti. Bilye oynayası vardı fakat çocuklar oralı olmamıştı. Aslında bir dilencinin ruh haliyle içinden çocuklara yalvarmıştı `Ben de bir kere oynayabilir miyim?` diye ama çocukların verebileceği bir sadakası yoktu ve o artık kocaman bir çocuktu. Hakkını çoktan kullanmıştı.