İngiltere’nin kırsal bölgelerinde geçse de, George Orwell’in en önemli iki başyapıtından biri olan Hayvan Çiftliği, aslında Hitler döneminde iktidara gelen Stalin’in yönetim anlayışının neredeyse tamamen açık bir eleştirisidir. Bu hikâye, kısıtlı imkânlarla ve son derece sınırlı bir bilinçle yaşayan işçi ve orta sınıfların, sömürgecilerin ve burjuvazinin elinde nasıl oyuncak olduğunu anlatır. Diğer yandan, içinde yaşadığımız dönemde 1984 tarzında bir dünya göstere göstere gelirken, Hayvan Çiftliği de neredeyse gerçekleşmiş gibi görünüyor.
Her gün verilen önemli kararlar ve beklenmedik haberlerle dolu bu tuhaf dönemde, tüm dünyada kendi kurallarını belirleyerek toplumları ve yaşam koşullarını kendi işlerine geldiği gibi yönlendiren Napoleon’lar ve Squealer’lar gerçek hayatta karşımızda duruyor. 21. Yüzyıl’ın ilk çeyreğinin sonlarına yaklaşırken, Hayvan Çiftliği herkesin dikkate alması gereken argümanlar sunuyor.