20. yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen isimlerinden olan George Orwell, ülkemizde en çok “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” romanı ve elinizde tutmuş olduğunuz, çağdaş klasikler arsındaki bu “Hayvan Çiftliği” adlı eseri ile tanınmaktadır.
Hayvan Çiftliği, fabl türünde yazılmış bir masal anlatımı olmasına karşın, devrim ve iktidarı oldukça sert bir biçimde eleştiren politik bir alegoridir.
Bu kitap, bir çiftlikte yaşayan hayvanların, kendilerini sömüren insanlara başkaldırışını anlatır. Daha eşitlikçi bir toplum yaratma amacı ile başlattıkları devrim, bir süre sonra insanların düzenine kıyasla eskiyi aratacak kadar daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük haline gelir. Çünkü George Orwell`a göre, komplocu bir grubun önderliğindeki herhangi bir devrim yalnızca acımasız ve baskıcı bir rejime dönüşebilir.
Eser, açıkça tarihsel bir gerçeği eleştirir ve her bir karakter, Rus Devrimi`nden bir ismi temsil eder: Çiftliğin asıl sahibi Bay Jones, dönemin etkisiz çarı olan Çar 2. Nikolas`ı; önder domuz olarak karşımıza çıkan Napoleon karakteri, Stalin`i; hayvanlara mutluluk ve barış dolu bir dünya vadederek insanların çiftlikten kovulmasını söyleyen Koca Reis ise Karl Marx`ı simgelemektedir. Eserdeki sembolizm sadece kişilerle de sınırlı kalmayıp viski kullanımı, yel değirmeni ve yedi emir gibi işlediği bazı konularla da detaylandırılmıştır. Bu bağlamda, küçükleri eğlendirecek bir peri masalı olmaktan çıkıp büyüklere ders, uyarı ve yer yer tokat niteliğindedir.