“Hücresindeki yatağına oturur oturmaz, ağırlaşmış göz kapaklarının acısını hissetti. Hiç olmadığı kadar bitkindi ve sanki hücreye ilk defa konulmuş gibi yüreğini yakan tuhaf bir boşluk kuşattı bedenini. Oysa her saniyenin, her dakikanın kendine özgü bir anlamı vardı. Özgürlüğün bağrında yeşeren tüm o düşsel güzellikler, sonu olmayan bir boşlukta kaybolup gitmişlerdi şimdi. Ruhsuz duvarlar, kaskatı kesilmiş bir yatak ve hemen altında çelikten ranzanın ürperten soğukluğu içini burkuyordu. Burada düşünsel tablolara yer yoktu, buz gibi beton duvarların korkunç ve acımasız yansıması vardı yalnızca.”
Yazar Metin Kaya, son cümlesine kadar soluk soluğa okunacak bir roman ile okuyucunun karşısında. “Haydut”, merak ve gizem unsurlarının oldukça başarılı kullanıldığı bir polisiye niteliği taşımasının yanı sıra kahramanları aracılığı ile birey ve toplumun doğası, özgürlük, ahlak, suç, sevgi, ölüm ve yaşam gibi birçok meseleye temas ediyor, bir anlamda felsefi bir niteliğe ve derinliğe kavuşuyor. Yoğun, dopdolu bir roman…
Kitabın Editörü Mustafa Kuru