Bir insan, kendi hayat görüşlerine uygun bir yaşam sürmezse, erdemsiz olacak ve önünde sonunda mutsuz olacaktır. Peki, bu durum toplum dinamiklerini etkileyecek kadar “hastalıklı” hayat görüşleri olan insanlar için de geçerli midir? Bir başka insanın hayatında iz bırakmanın dünyadaki en ahlaksızca davranış olduğuna inanan üç arkadaş olan Sinan, Erdem ve Nazım`ın -yani “SEN”in- düşüncelerini ve geçmişlerini öğrenirken kendi görüşlerine uygun yaşamayışlarının doğal sonucu olarak ortaya çıkan vicdan azapları zaman içinde artacak. Dayanmak ve tutunmak istedikleri her şey teker teker ellerinde kalırken geriye tek bir yol kaldığını anlayacaklar.