Nice insan ayakkabısının eski olmasına veya hiç olmamasına üzülür. Oysa ben, kimi insanların iki ayağı, iki kolu olmadığı halde hayata çok mutlu baktıklarını gördüm.
Bulunduğumuz şehrin en kalabalık yerlerinden birinde bir alt geçit vardı. Yol boyunca bazı insanlar, önlerine koydukları bir şeyleri satıyorlardı. Aralarında biri vardı ki, onun iki eli bileklerinden kesik, iki ayağı da sakattı. Önünde kantarı, geleni geçeni tartarak para kazanmaya çalışıyordu. Sigarası ağızlığa takılı bir şekilde kesik bileklerinin arasına sıkıştırılmış bir halde beklerken, oradan geçenlerden birisi adamın haline üzülmüş olmalı ki, cebinden çıkardığı bir miktar parayı adamın kantarının üzerine bıraktı ve yavaş yavaş yürümeye başladı. Engelli adam aniden yüksek bir sesle bağırdı:
‘Hooop hemşerim tartılmayacaksan paranı geri al. Ellerim, ayaklarım yok; ama onurum var. Ben dilenci değilim. Hak etmediği bir parayı almak onurlu insanlara yakışmaz.’