Yirminci Yüzyıl`ın ikinci yarısını büyük çalkantılarla geçiren Türkiye, Yeni Yüzyıl`ı da insanlık durdukça hatırlanacak bir trajediyle açtı. Hüzün verici bir paradoksal söylemle, ``Hayata Dönüş`` adı verilen operasyonlarla, ``tabutluk`` adı verilen ``F tipi`` hücrelere kapatılmak istemeyen siyasi tutuklulara karşı saldırı başlatıldı. Bilanço çok ağırdı: Çok sayıda ölü ve sakat...
Ayşe Önal, tüm olaylar boyunca, tarihe tanıklılığını sürdürmeyi başarmış, entelektüel tepkiler koyabilmiş, insan haklarına ve insanlık onuruna inanan bir gazeteci olarak kamuoyunda izlendi...
Önal bu kadarla yetinmedi. Çağının sorumluluğunu duyan bir aydın olarak bu trajediden Avrupa metropollerine kadar uzanan oldukça ilginç bir serüvenden çok değerli bir roman yaratmayı bildi ve edebiyatın derin sularına yelken açtı.
``Hayata Dönüş``te, algorik bir anlatımla sembolize edilerek kötülüğün hakim olduğu bir dünyanın ne kadar acıtıcı olduğu okurların gözlerinin önüne tüm açıklığıyla seriliyor.