Hayat Koleksiyoncusu’nun usta, Galeano, çırak, Camus, AOK, masal devleri, Orhan Pamuk, pazarcı, Köpük Surat, çokbilmiş müşteri gibi birçok karakteri ve gönderme yaptığı ismi var. Roman, *Binlerce hayatım olsun isterdim,* diye başladığı için bu çeşitliliğe şaşmıyoruz. Hatta bu cümle, yazarın, anlatı ilerledikçe de okurun fısıltılarına dönüşüyor. Genç yaşta aşkın ıstırabına yakalanan, bu uğurda her şeyi göze alan karakterimiz, gökyüzüne kelimelerle yapılan bir yolculuğa çıkıyor. *Üst kurmaca*, *pastiş* gibi çeşitli tekniklerle yazılmış bir roman elinizdeki. Serkan Boyacıoğlu’nun kıvrak kaleminde, Elvis Presley’in oğluyla (ya da oğlu olduğuna inanan bir karakterle) yaptığımız diğer yolculuğu da hatırlayınca, Dedalus’un ilk göz ağrısı Elleme, Baba Yorgun! ile Hayat Koleksiyoncusu’nun aynı zenginlikte olduğunu görüyoruz. İkisi d dünyanın ve onun anlamlarının altını üstüne getiriyor.