"Üzerimde birinin bakışlarını hissettim. Çok rahatsız edici bir duyguydu, özellikle de ölü olduğum düşünülünce."
Yüz otuz yıldır ölü olan Helen bir nedenle cennetin aydınlığına ulaşamayıp yeryüzünde kalmaya mahkûm olmuştur. Ne suçunu bilir ne de mahkûmiyetinin süresini. Adını, yaşını, kadın olduğunu hatırlar ama geri kalanlar ölüm tarafından yutulmuştur âdeta. Onu bekleyen işkencelerden kurtulmak için insanlara tutunur. Derken bir gün izlendiğini fark eder Helen. Birinin ona baktığını. Birinin onu gördüğünü. Daha önce defalarca gördüğü halde dikkat etmediği bir gençtir onu izleyen. Daha doğrusu genç bir adamın bedenini ele geçirmiş, kendisi gibi bir hayalet. Çok geçmeden başlangıçtaki korkusunun ve merakının yerini yıllardır tatmadığı bir duygu alır: Aşk. Ama ışık bedeni bu aşkı doyasıya yaşamasına engeldir. O da kendisine boş bir beden bulacaktır. Ne var ki iki âşık birlikte olmak için mücadele ederken hem ölmeden önceki hayatlarına hem de yeni hayatlarına dair sırlar gün yüzüne çıkmaya başlayacaktır…
"Arafta sıkışıp kalmış iki ruhun son derece duygusal, doğaüstü hikâyesi… Büyüleyici."
-Publishers Weekly
"Öbür dünyaya dair orijinal, romantik ve görkemli bir roman."
-Horn Book
"Whitcomb öylesine güzel yazıyor ki… okuyucular bu kitaba karşı koyamayacak."
-Booklist