Barlas Özarıkça, Türk edebiyatının gizli kalmak istemiş ustalarındandır. Âdeta bir kaybeden konumuna doğru kendini de edebiyatını da kaydırmıştır. Düzyazının büyük ustalarından biri olup, ilk romanı Ters Adam’dan başlayarak her zaman farklıyı, şaşırtanı yani gerçek edebiyatı aramıştır. Daha cüretkâr adımlar için bulduğuyla da yetinmemiştir.
Dikkatli bakmayanın göremeyeceği ama bir görüp okuyanın da tutkulu takipçisi olacağı eserler vermiştir. Roman, deneme ve öyküde biçimsel ve içeriksel açıdan bir kitapta olması gereken tüm nitelikleriyle nadide eserlere yolumuzu çıkarırken yeni öykü kitabı Hay da, içerdiği gizleri keşfetmenin keyfiyle kuşkusuz edebiyat tadı olarak okunacaktır.
METİN CELAL
Barlas Özarıkça’nın sembollerle yarattığı labirentler, sık sık zamanın yeni bir mekâna, mekânın ise yeni bir zamana sıçramasıyla devam ediyor. Bu süreklilik labirentinde ilerlerken aslında bu yolun bir döngü olduğunu fark edersiniz. Fark etmezseniz de hissedersiniz.
Hikâyelerin kırılma noktalarında anlarsınız ki kahramanlar, Özarıkça’nın yarattığı dünyada kayıptırlar ve kendilerine eşlik eden okur da bu labirentlerden çıkmayı başaramayacaktır. Zihinsel karmaşa yaratan hikâyeler, kahramanlarını bir hiçliğin içine hapsederken okurlar, kendi özdeş hikâyelerinde kaybolurlar.
Özarıkça, rüyamsı dokunuşlarla yarattığı sürrealist gerçeklikle mevcut gerçekliği acımasızca deforme ediyor. En az Ters Adam kadar çarpıcı bir okuma serüvenine hazır mısınız?
METİN NART
Okurların en çok Ters Adam adlı romanıyla bildiği Barlas Özarıkça, bu öykü kitabında bütün şahsına münhasır özelliklerini sergiliyor; aksi, huysuz -ya da ‘ters’- anlatıcılar, fiziksel ve felsefi aylaklıklar, ironik gözlemler, absürt detaylar, gündelik hayatın kuytu köşeleri, felsefi soruşturmalar, dil oyunları, zihinsel dağılmalar, duygusal sıçramalar, demonik çıkışlar ve varoluşsal parlamalar.
Günümüz edebiyatına Oğuz Atay kuşağından mühim ve şaşırtıcı bir katkı. Halen keşfedilmeyi bekleyen edebi bir cevher. Derin bir nefes alıp buyurunuz içeri.
AHMET ERGENÇ