Burada ‘’Almancı’’, orada ‘’yabancı’’...
Kendilerine açılan yeni bir ekmek kapısı uğruna alıştıkları yerlerden yabancısı olduğu yerlere gittiler.
Sılayı terkedip ve sevdiklerini arkada bırakıp sarıldılar gurbetin hasret kokulu çileli yumağına.
Ne ellerinden tutan oldu, ne de dertlerini anlayan.
Salt döviz ve çalışma gücü olarak görülen bir neslin, nesillerin yalnızlık yelkeniyle açıldıkları Batı deryasındaki yıllarca hep bir geri dönüş umudunu engelleyen dalgalarla çırpınışları ve bu umutların bir anda amansız bir sancıya dönüşerek alabora oluşu...