Yaşarken onu el üstünde tutan sevenleri, şimdi yine eller üstünde taşıyorlardı. Ama bu kez yeşil bir tabut içerisinde, musalla taşına... Çok sayıda insanın kıldığı cenaze namazından sonra, yine eller üstünde; doğup büyüdüğü evin önünden geçirilerek mezarlığa götürüldü.
Yol boyunca ölüye gösterilen saygıdan sessiz olan kalabalık, evin önünden geçtikleri sırada daha fazla dayanamayarak feryat figan ağlamaya başlamışlardı. Ağızlardan çıkan feryatlar göğe yükseliyor, gözlerden dökülen yaşlar toprağa düşerek çamur oluyordu.
Topraktan yaratılan Ademoğlu’nun mazlum bir evladı daha ihanete uğramıştı ve şimdi tıpkı bir gözyaşı gibi toprağa karışacaktı. Büyük bir kalabalığın iştiraki ve dillerde dualar ile önceden hazırlanan mezar yerine defnedildi güzel yüzlü çocuk. Yerdeki karıncadan gökte uçan kuşa kadar herkes ağladı Hamza’ya.
Hasankeyf ağladı…