Bedri Baykam, döneminde *medya* olmayan Mozart’ı liste dışı tutarsak, dünyanın adından en çok söz ettirmiş *küçük* sanatçısıydı. *Harika Çocuk* olarak anıldığı 1960’lar boyunca, tüm önemli uluslararası sanat metropollerinde açtığı sergilerle, Ankara’dan Bern’e, Viyana’dan Paris’e, New York’tan Stockholm’e, Washington’dan Münih’e, Roma’dan Helsinki’ye üç kıtada büyük ses getirdi. Dünyanın en büyük gazete ve televizyonlarında baş haber oldu. Harika Çocuk ilk kim tarafından keşfedildi? Klee, Matisse, Dufy, Saul, Steinberg gibi isimlerle kıyaslanıp, *XXI. Yüzyıl Ekolünün Kurucusu* olarak kendinden söz ettirirken çocuk psikolojisini nasıl korudu? Yakın arkadaşları kimlerdi? Babası ünlü siyasetçi Dr. Suphi Baykam’ın 27 Mayıs’tan Ortanın Solu’na, Halk Sektörü’ne yaşadığı fırtınalı önderlikler onu nasıl etkiledi? Cinselliği nasıl keşfetti? Lise hayatından itibaren nasıl *Tenisçi Bedri* oldu? Paris’te okumaya giden genç delikanlı, adım adım Sorbonne Üniversitesi, tenis ve sanat hayatı ile çapkınlık hikayelerini nasıl sürdürdü? Ve… köhnemiş bulduğu yorgun Avrupa Kıtası’ndan, Amerika’ya taşınmaya nasıl karar verdi?
Dolaylı olarak 1980 yılına kadar, 20. Yüzyılı yönlendiren tüm siyasi, sosyal ve kültürel olayları da sindirerek belki de dünyanın yazılmış en açık, en samimi ve en detaylı otobiyografisi…