Okudukça düşünüyor, düşündükçe okuyordu. Kendisi olabilmiş miydi Handan? Yoksa kendisine biçilen elbiseyle öngörülen rolü mü oynuyordu? Kendisine giydirilmiş elbi-seleri parçalayıp atabilir miydi? Bu o kadar kolay mıydı? Her şey şiirlerde, romanlarda yazan kadar basit miydi? Eşi, dostu, sevenleri, onların görüşleri önemli değil miydi? Biz hikâyemizi yazarken onları da göz önünde bulundurmak, onların görüşlerine ve değer yargılarına saygı duyup önem vermemiz gerekmiyor muydu? Gerekiyordu elbet.