Medya, insanlığın varlığından günümüze toplumların yaşantısını doğrudan etkileyen önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Önceleri sadece toplumu oluşturan bireylerin iletişimini sağlama adına yapılan eylemler medya unsuru olarak değerlendirilirken, toplumun yöneticilerinin halkı yönlendirmek amacıyla kullandıkları yöntemler de sonraları medya çerçevesine girmiştir. Tarihi süreç içerisinde toplumların yöneticileri, yönettikleri toplumları medya aracılığı ile yönlendirmişlerdir. Bu yönlendirme genel olarak toplumsal kuralları insanlara aktarmak ve düzeni sağlamak adına kullanılsa da zaman zaman güç sahiplerinin kendi fikirlerini yaymak için de kullanıldığı görülmektedir. Bu yönüyle düşünüldüğüne medya ve iletişim dünya üzerindeki bütün toplumlar için önem arz eden bir alandır.

Her toplumun medyası kendi yaşam tarzı ile iç içe geçmiş veya yaşam tarzına göre şekillenmiş bir mahiyettedir. Dolayısıyla toplumlar, kendi medya kültürlerini oluşturmuştur dersek yanlış bir ifade kullanmış olmayız. Bu bağlamda ortaya çıkan kültür hem işleyiş hem de içeriği oluşturan unsurlardır. Fakat son yıllarda bütün dünyada ortaya çıkan küreselleşme bu kültürü de küresel hale getirmiştir. Temelde küreselleşmenin ortaya çıkması da medya ve iletişim araçlarının teknoloji ile gelişmesi ve yeni kitle iletişim araçlarının varlığıdır. Dolayısıyla medya ve iletişim küreselleşmenin sebebi olduğu gibi aynı zamanda etkileneni konumundadır.