Ey münzevî! Ey şu onulmaz çağın bağrında kendini yâd ellerde hisseden ervâh! Yakarmıyorum sana hâyır! Yalvarmıyorum hem! Ebû’l-Hayr gibi *Bâzâ her ânçi hesti bâzâ!...* demiyorum! Ne gel olduğun gibi ne de dön doğru bildiğin yanlışlardan! Ne kal burada ilâ nihâye ne de git bu mülevves zamânın terk edilmiş bir hânından! Yeter ki bir kerre!... Yalnızca bir kerre!..
Sen de uğra bu tekkeye!