Burası bir şehir değil, adeta hikâyeleriyle zengin bir ülkeydi. Bu nedenle, bu toprağın bağrından çıkan her yazarın, kaleme alacak, bitmez tükenmez hikâyeleri vardı. Daha 38’de yaşananlar bir kılçık olup her Dersimlinin boğazına takılı kalmışken, şimdilerde, yaşadığımız şu yakın zamanlarda, öyle hikâyeler bize yaşatıldı ki, bunlarla içimize bir zehir acısı konuldu. Bu kitapta, son süreçte Dersim’de yaşanan acı, ama boğazımıza bir kılıç gibi saplanan, yaşadığımız gerçek hikâyeleri, bizzat yaşayanların ağzından anlatmaya çalıştım.