Yaratan, yaratılan ve bu ikisi arasındaki münasebetin adıdır “hak". İnsanın iç dinamiklerini, yaratıcı ve diğerle olan ilişkisini düzenleyen bir ölçüt ve bunların ideal düzeyde tutulmasını sağlayan bir mihenk taşıdır. İslam düşüncesinde vahiy, vahyin sahibi, yeryüzündeki temsilcisi ve muhatapları sarmalında yer alan “hak”ın Nebevi mirastaki anlam dünyasını merkeze alan bu eser, kavramın fizik ve fizikötesi alanlarla olan münasebetine dikkat çekmiştir. Dünya-ahiret saadetini teminat altına alan İslam’da “hak”; inançta varlığın, “söz”de doğruluğun, hukukta ise adaletin temel bir ilkesi olmuştur. Ayrıca toplumsal ilişkileri düzenlerken aşkın ilâh otoritesinin inançla olan münasebetini canlı tutan ahlaki bir davranış ilkesi olarak, insanı önce Allah, sonra da diğer varlıklarla irtibatlandırmıştır.