Mevlânâ’nın vefatından sonra Gürcü Hatun da ortadan kayboldu. Gökteki yıldızlar gibi kaybolan Gürcü Hatun’u aramaya koyulmadım. Herkesin her yerde onu aramasına rağmen hala izine rastlayamadılar. Sadece öğrendikleri tek bilgi onun Konya’nın kuzey bölgesinde Gürcü güneş figürünün resmedildiği o tuhaf kayalıklara doğru gittiğine dair bilgiden ibarettir.
Gürcü Hatun’un Gürcistan’dan getirdiği ve en çok zorlandığı günlerde elinden düşürmediği kitabın yazarı gibi ortadan kaybolmak istediğini çok iyi bildiğim için aramaya başlamadım. Onun derdini ondan başkası bilmiyordu. Bu başka bir durumdu ve sadece onun bildiği tanıdık bir acı idi. Ben onu aramaya başlamadım zira onun adını verdiğim gökyüzündeki yıldızı sakin gecelerde rahatlıkla bulabiliyordum. Bu arada kraliçemi de özlemiyor değildim. Belli bir süre sonra insanların icat ettikleri aletle gökyüzündeki yıldızları çok rahatlıkla bulabileceklerini tahmin edebiliyorum. Vakti geldiğinde bazı yıldızları çok uzun yıllar sonra dahi benim Gürcü Hatun’u sevdiğim gibi sevmeleri halinde görebilecekler. Ben bu evrende eşsiz benzersiz güzelliğe sahip, benzer başka birinin olmadığı Gürcü Hatun’u her zaman Konya semalarında görebiliyorum.
O yıldızın adı Gürcü Hatun idi…
Acaba Gürcüler de gökyüzünde benim yıldızımı görebiliyorlar mı? Acaba Gürcülerin ülkesinden de Gürcü Hatun bu kadar güzel görünüyor mu?