Balıkesir’e gittim. Yağmur yağıyor. Ekinleri, otları bir görmelisiniz; nasıl da seviniyorlar. Yolda giderken gelirken hep onları seyrettim. Toprak anayı çok mutlu görünce ben de sevindim.
Şehirdekiler çok üzgündü. Onlar için önemli olan yağmur değil güneşli bir havada parka çıkıp gezinmek ya da pikniğe gitmekti. Ne yapalım, yağmur da daha fazla sakınıp kalmıyor bulutların arasında; onun da gezintiye ihyacı var. Sevgilisi toprakla buluşup biraz sevişmek istiyor.
7 Mayıs 1962
İyice sıkıldım; bisiklete atlayıp şehrin dışına çıktım. Edremit’e giden yola, ağaçların, çiçeklerin içinden uzayan asfalta bıraktım kendimi.
Zaman akşamüstüydü. Güneş̧ Kazdağı’nın arkasından battı batacak. Yolun iki yanında uzanan bahçelerde ötüşen kuşların ötüşlerine kaptırmışım kendimi; taa köprüye kadar gitmişim. Durdum, doyasıya günesin gidişini seyrettim.