Bu kitap hayatımızın genç yaşlardan itibaren yaşlılığa kadar olan ve deneyimlediğimiz en önemli ve en kayda değer bölümlerinin düşünsel açıdan bir değerlendirmesidir. Hayatımızın nasıl olması gerektiğine yönelik düşünsel ya da önceden kurgulanmış bir sistemin dikte ettirilmesi değildir; tam tersine hayatı herkesi algıladığı bir çerçevede daha eğlenceli ve daha tatminkâr kılması için bir yorumlar dizisi içermektedir.
Doğru veya yanlış olan değil, gerekli ya da gereksiz olanların ayrılarak daha rafine bir hayatın ipuçlarını vermeye çalışmaktadır. Ve bunu yaparken mitolojik dokunuşlar dâhil edebiyat felsefesinin tüm araçlarını kullanarak her kesimden her okuyucuya hitap ederken, kimileri için sanki uzun soluklu bir senfoni öncesi çalınan bir uvertür kimileri için de, dinlemesi keyif veren bir senfoninin melodik tınılara karşılık gelecek kelime oyunlarına başvuruyor ve okuyucuya bu alanda daha önde deneyimlenmiş olan şekli ile tamamen farklı bir tat veriyor; böylece düşünce oyunları akıl oyunlarına dönüşerek geçmiş gelecek arasında saklambaç oynuyor.
Bu kitap hayatı bir eğlence olarak görmekte zorlanan ama öte yandan  ölümcül bir  karmaşa olarak algılayarak, içinde kaybolmuş kronik melankolikler için rehber olacak türde bir kitap. Nitekim herkesin günlük hayatında deneyimlediği belli başlı konularda fikir verirken; günlük hayatın  karmaşalarını da basitleştirerek her yaştan ve her kültürden insanın anlayabileceği sanatsal ve bilimsel bir formatla sunarak, eğlenceli bir düşünme oyununa dönüştürüyor. Ama burada önemli olan bir nokta var ki, o da günlük hayatın içinde onun felsefesini oluşturmak; bir anlamda gelecekteki olası başarılar için bir zemin oluşturmak mıdır, yoksa geçmişte kalmış yenilgilere bir kılıf aramak mıdır, onun ayırdında olmak gerekir.