Günlük hayat belki de son yıllarda sosyal bilimlerdeki en cazibeli çalışma alanlarından birisi. Onun karşısına koyulan ya da dışına atılan birçok şeyin yüzümüze çarpan soğukluğu ve mahiyetini kavramanın zorluğuyla kıyaslandığında, her şeyi kucaklaması ve bize ifade ettiklerini idrakteki kolaylığı nedeniyle bir araştırma nesnesi olarak cazibesini artırması işten bile değil: El altında olanın verdiği “ev”de olma hissi bu işte. Günlük hayat; iş zamanı çalışan, boş zamanda tatile giden, tatilde değil yalnızca işte yorulan sıradan insanların sıradanlığıyla var ettiği, ezcümle hayatın her gün âdeta keskin bir giyotin darbesiyle ve usandırıcı bir tekrarla bölümlere ayrıldığı sıradan işlerin yuvası… Peki, ama bu varsayımlar ne kadar isabetli? Dahası, bu varsayımlarla derinleşen kavramsal karşıtlıkların sorgulanmaksızın yeniden üretilmeleri ne kadar yerinde?
Tüm bu varsayımlara yönelik karşı koyulması güç bir kuşkudan ortaya çıkan bu ampirik çalışmada, günlük hayat hakkında ortaya koyulmuş tüm malumata ihtiyatlı bir merakla yaklaşılıyor ve günlük hayatın mahiyet ve vasıflarının neler olduğu, hangi faaliyetleri içerdiği ve nasıl ortaya çıktığına odaklanılıyor. Günlük hayatın ve onunla irtibatı içinde çalışma, emek, serbest zaman ve boş zamanın özgünlükleri dahilinde takdir edilebilmesi içinse kendisine sabitlik atfedilmiş vasıflar bir kenara bırakılarak her birinde karşıtlıkları aşan farklı bir kavramsallaştırma öneriliyor.