Hasan ağzını açıp bir şey diyemiyor. Hiçbir gününü üç-beş kuruş kazanmadan geçirmeye gücü yok. At arabasıyla daha ne kadar iş yapabilir bu devirde, belli değil. At hepsinden çok yiyor, bakım istiyor, yer istiyor, peki, ne kazandırıyor bilmiyorum ama her birinin kaburgaları sayıldığına göre fazla değil. Otelden fazla bir şey kazanmıyorlar demek ki; yoksa bunlar yemiyor, içmiyor para biriktireceğiz diye mi uğraşıp duruyorlar? Bilemezsin ki Ahmet Bey Amcaya sorsan, onlara dünyanın parasını ödediğini söyler eminim. Fakat yoksulluk, düşüncelerini söylemede engel olmamalı Olmamalı Ama oluyor Bal gibi de oluyor işte! Hasan derdini değil bağıra bağıra haykırmak, düz sesle bile söyleyemiyor. Korkuyor işimden olurum diye. Haksız da sayılmaz ki Adam Hadi işine git, dese ne yapacak Hasan ağabey? Ev yok, iş yok, elde avuçta bir kuruş para yok Sanki burada düşüncesini söylemesi, söyleyebilmesi, ölümüne bir riski göze almasını gerektiriyor. Fabrikada olsa böyle olmaz, orada toplu bir güçsün, hani bizim sınıflarda hocalara yaptığımız toplu itiraz gibi; ama burada sadece zavallı, kimsenin umursamayacağı yalnız bir adamsın Hasan Efendisin Yalnız bir Hasan, elbette efendi olacak!