Sadece güneşe döndür yüzünü gün başlarken; her gün yeniden doğmana bak, adımların senin yürünen yolunsa, ardına bakmadan yürü hep ileri...
Doğuş; insan, hayat, tabiat, evren, yörünge, dünya, gece ve de gündüz, coğrafyalar… Her insan kendi coğrafyasının dil, din ve iklimini öğrenir. Sonra ilk basamak başlar yol yürümek için. İşte bir insanın o adımları, onu nereye taşır, nereye indirir? Hayatın bize sunduklarından kaçamayız; yaşanacaksa yaşanır, hep dört dörtlük değildir. Önümüzde yaşanacak hayat bizlere sunulurken, her insan kendi yolunu çizer.
“Eğilmez başım” eğmedim; eğdirmedim de…
Ölüm?
Ölüm nedir, yaşarken hiç siz öldürüldünüz mü? Ölümün soğuk yüzünü tadanlardanım. Hem de hiç hak etmediğiniz hâldeyken, gelir kör kurşun sekmesi gibi sizin hayatınızı vurur… Görünmeyen bir kazaya kurban gidenim, onun acısını diri diri yaşayarak en iyi bilenim… Ölüm, ölmek değildir, asıl olan, sizi öldürenlere sitem edersiniz…