İnsanlığın yaşadığı en eski ve uzun devir olan Taş Devrinden belleğimizde kalan duygular ve düşünceler bugün bizi nasıl etkiliyor? Kitapta yer alan beş öykü ile, kırk bin yıl önce kurtların evcilleştirilmesi, on bin yıl önce yaban kedisinin evcilleştirilmesi, günümüzdeki insan-hayvan ilişkileri ve gelecekte yapay zekanın yapabilecekleri anlatılıyor. Öyküler birbirinden bağımsız olsa da birbirinin devamı niteliğinde. Taş Devrinden bu yana teknoloji gelişse de insanların dürtüleri, güdüleri ve davranışları değişmemiş. Geçmişimiz, bir ön izleme gibi, bugün olanların ve yarın olacakların temelini dünden oluşturmuş.
Vahşet dolu geçmişinden kaynaklanan korkular, şüpheler, endişeler, insanı, ötekileştirdiği canlılara karşı daima temkinli, sıklıkla şüpheci, ve bazen de şiddetli olmaya yöneltiyor. İnsanın bencilliği, benmerkezciliği ve faydacılığı etik değerlerin önüne geçmiş; insan kendi çıkarları için başka insanların ve canlıların yaşam haklarını hiçe saymış. Medeniyet apartmanı, yanlış temeller üzerine, eksik malzemelerle inşa edilmiş ve hafif bir sarsıntıda yıkılmaya mahkum. Nüfusu artan ve kaynakları kıtlaşan dünyada, giderek daha mahvedici silahlarıyla insan eski insandan daha mı zorba olacak?
Yoksa insan zekası, çelişkilerinin farkına varıp uyumlu ve huzurlu bir dünya kurabilecek mi?