Yükselen yaşam süresi beklentisi ve birlikte artış gösteren ve globalleşen risk faktörleri ile birlikte, hipertansiyon, dünyada olduğu gibi, ülkemizde de en önemli sağlık sorunlarından biridir. Türkiye’de sıklığı oldukça yüksek olan hipertansiyon, kardiyovasküler, serebrovasküler hastalıkların en önemli risk faktörüdür.
Hipertansiyon konusunda bilgiler binlerce yıl öncesine dayanırken, tedavisine bilimsel yaklaşımın çok da eski olmadığını biliyoruz.
Kardiyovasküler ve serebrovasküler risk faktörlerinin deği-şen ve benzeşen yaşam tarzları ile birlikte küreselleşmesi, geleceğin kardiyovasküler ve serebrovasküler olaylar açısından günümüzden daha iyi durumda olmayabileceğini ve çok daha önemli boyutlar kazanabileceğini düşündürmektedir.
Günümüze ait ve gelecekteki nüfus değişim verileri ve risk faktörlerindeki artışlar göz önüne alındığında geleceğe yönelik projeksiyonlar kardiyovasküler ve serebrovasküler hastalıklardan ölüm hızının ve kaybedilecek sağlıklı yıl oranının önemli artışlar göstereceğini ortaya koymaktadır. Ülkemizde için de durum farklı değildir. Yeterli koruyucu önlem alınamaz ise hipertansiyon, bu risk faktörlerinin başında gelmeye devam edebilecektir.
Hipertansiyona multisipliner ve doğru yaklaşım korunmada çok önemli yer alırken, morbidite ve mortaliteyi azaltmada da vasküler hastalıkların her aşamasında, en etkin tedavi yaklaşımlardan biri olmaya devam edecektir. Hipertansiyona tarihinden, fizyolojisine, diğer hastalıklar ve sistemlerle ilişkisine kadar, her yönüyle ayrıntılı bir bakış getirmeye çalıştığımız kitabımızın, bu alanda çalışmaya ve mücadele etmeye hazırlanan öğrencilerimize ve ilgili alanlardaki meslektaşlarımıza yararlı olması dileğimizle…
- Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, Editör