Özilhan’ın akıcı anlatımı ile okuyacağınız on bir öyküden oluşuyor, Gümüş Kemer...
*En sonunda gözüm kenarda duvara yaslanmış oynayanlara bakan birisine kaydı. Uzun boylu narin yapılı birisiydi. Bileklerinde ipe dizili iki sıra mavi boncuk bağlıydı. Kınalı ellerini göbeğinin üzerinde bağlamıştı. Beyaz üzerine ufacık kırmızı çiçekler olan bir entari giymişti. Entarisi aşık kemiklerine kadar iniyordu. O saç örüklerini diğerleri gibi sırtına değil de omuzlarından aşağı salmıştı. Örüklerinin ucu belindeki gümüş kemerine değecek kadar uzundu. Narçiçeği rengindeki başörtüsünü arkadan bağlamıştı. Kulaklarında top küpeleri vardı. Beyaz teninde kara gözleri yağmur damlası gibi parlaktı. Gördüklerim karşısında yüreğim yerinden fırlayacak gibi atıyordu.*
Evin Okçuoğlu