Ona gülmeyi başarabiliyorsan, onunla yaşayabilirsin…
Cenk’in marketten aldığı mumlar pasta mumu değil kına gecelerinde kullanılan kalın gelin mumlarından çıktı. Yine de her birini pastaya saplayıp Bahar’ın defalarca mumları yaktırıp söndürmesine müsaade ettik. Hastane odamız, 80’li yıllarda herhangi bir popçunun rahatlıkla klip çevireceği kadar duman altında kalmıştı. Ağlanacak halimize rağmen, neşe içinde *kına* mumları yakıp söndürüyor olmamız yeterince saçmayken bir de odada yangın alarmının çalışıp her yeri ıslatmasını istemiyorduk…
Bu kitapta kızım Bahar’ın lösemi tedavisi sırasında başımızdan geçenleri ve tüm bu maceranın bize kattıklarını anlattım.
Hayatın bazen bazı şeyleri insanın kafasına vura vura öğrettiğini, en korktuğunuz şeyin başınıza gelmesinin düşündüğünüz kadar korkunç olmayabileceğini, başınıza gelenleri şakaya vurmanın ve mümkün olan her fırsatta gülmenin mucizevi bir iyileştirici etkisi olduğunu anladığımda çok ama çok şaşırdım…
Bakalım siz de şaşıracak mısınız.