Çocuklar bu kitabı okumayın!
Dudaklarınızdan süzülen zift kokulu kana dönüşüyor zamanla yazdıklarım. Satırların uçsuz bucaksız uçurumunda bütün renkler girdap oluşturuyor ve sizi çağırıyor acıyla sevişen her cümle. Sizse başını okşuyorsunuz ağlayan bilge çocukluğunuzun...Yüreğim bir uçurum çocuklar sakın bakmayın...
Kaybolmuş çocukluğumun en son görüldüğü sokaktır bu kitap. Sizler seksek oynadığınız sokak aralarında büyütmeye çalışırken bilge çocukluğunuzu, beynimdeki artçı sarsıntılarla sarsa sarsa geçtim parçalanmışlığımızın labirentlerinden. Oysa hiçbir zaman bu kadar karanlık değildi körebe oynadığımız dar sokaklar. Sisli kentlerin soğuk sağanaklarıyla örülmüş hayatlarımız kadar yorgundur bu kitap. Kalbimdeki kara delik sizi çağırıyor, teslim olmayın.
Kalbimde bir delik var çocuklar içine düşmeyin. Hey sen, bu kitabı elinde tutan! Annenin çeyiz sandığında gizlediği o paslı tığ ile dikebilir misin kalbimdeki deliği? Sayfaları sakın çevirmeyin! Burası kabuğu kaşınan bir yara.