Açlığı dayanılmaz bir hâl alınca her şeyi göze alarak bir evden yiyecek istemeye karar vermiş.
Gözüne kestirdiği bir evin önüne gelmiş ve cesaretini toplayarak kapıyı çalmış. Kapıyı bir kadın açınca utanmış ve yemek yerine su istemiş. Kadın onun perişan halini görünce aç olduğunu hemen anlamış. Kadın içeri geçmiş ve uzun bir süre geri dönmemiş. Ümit bir bardak suyu sabırla beklemiş. Kadın bir süre sonra elinde bir bardak su yerine büyük bir bardak sıcak süt ile çıkagelmiş.
Ümit süt dolu bardağı eline almış. Sevgiyle ve minnetle kadına bakmış. Süt dolu bardağını dudaklarına götürünce bedenine yeniden can gelmiş. Sütü yavaş yavaş, doya doya içmiş. Sonra teşekkür ederek boş bardağı uzatmış ve utana sıkıla, ‘Borcum ne kadar?’ diye sormuş.
Kadın, ‘Borcunuz yok. Annem, yapılan bir iyilik için para alınmaması gerektiğini söylerdi.’ demiş.
Ümit, ‘Bütün kalbimle çok teşekkür ederim.’ demiş ve bedenine yeniden can gelince kapı kapı dolaşmaya devam ederek satışlarını sürdürmüş.
Ümit yıllar sonra doktor olmuş. Bir gün çalıştığı hastaneye ağır bir hasta getirilmiş. Hastanın nakil geldiği şehrin ismini öğrenince çocukluk yıllarını yaşadığı şehir hafızasında canlanmış. Hemen hastanın odasına koşmuş. Kapıyı açtığında onu büyük bir sürpriz bekliyormuş…