Tükendi
Stok AlarmıTasavvuf öğretilerinde gönül büyük bir öneme sahiptir. Manaya dair ne varsa hepsinin varlık sahası ve merkezi gönüldür. İnsanın manevi yönden kemale ermesi için nefsine karşı vermesi gereken mücadelenin mihrabı yine gönüldür. Hidayet menziline giden yolculuklar gönülde başlar, tüm yollar gönülden geçer. Benliğinin hakikatine varmak isteyen her yolcunun ilk ve son durağı gönüldür. İlahi nurlar ve mananın sırları gönülde tecelli eder. Gönül uçsuz bucaksız bir mekansızlık ülkesidir. Gönlün hâlleri sayılmakla tükenmez, anlatılmakla bitmez.
Hal böyle olunca tasavvuf erbabının sözlerinde, eserlerinde gönül daima ön plandadır. Özellikle nefis terbiyesi, nefsin mertebeleri gibi konularda mutasavvıfların yazdıkları eserlere bakıldığında gönül merkezli bir yaklaşım sergilendiği görülür. Esasen bu bağlamda yazılan eserlerin bir gelenek dâhilinde ortaya konulduğunu söylemek de mümkündür. Bunlar içerisinde özellikle Halvetilik mensuplarınca kaleme alınan etvar-ı seb`a türündeki eserlerin çokluğu dikkat çekmektedir. Bu kapsamdaki eserlerden biri de Halvetilikte bir kol kurucusu olan İbrahim Gülşerffnin yazdığı Makamat-ı İlahi`dir.